Bir İstanbul Hikayesi
Bir sabah namazı sonrası; Temmuz ayı olmasına aldanıp üstüne bir hırka dahi almadığından dolayı hafif titremesini bastırmak maksadıyla incecik başörtüsünü omuzlarına sararak, bir uç beyliğini andıran kampın mescid olarak kullanılan deniz kenarındaki hasırlarının üstünde, Gelibolu’yu seyrederek derin muhakemelere dalmıştı. Arkadaşlarının, çadırından ayrıldığından haberleri yoktu, uyuyorlardı. Muhtemelen kahvaltı saatine kadar da haberleri olmayacaktı ve o, birisi gelip onu oradan kaldırana, hatta kovana dek o toprak ve […]