16 Şubat 2024

Duygularımız Terbiye İster

Yazar: Tuğba KORKMAZ

Duyguları ifade etmekte cimri değil, bonkör olun. Velev ki karşınızdaki üç aşağı beş yukarı sizin duygunuzu tahmin ediyor olsun önemli değil siz açıkça duygunuza karşılık gelen ifadeyi bulup dile getirin. Dile getirin ki anlaşılmadığınız yanılsamasına düşmeyin. Biliyorum benim jenerasyon duygularını bastırmaya yönelik büyüdü ben de bu sözlerin dışında, kenarında filan değilim doğrudan içindeyim. Hem aklımın bir köşesinde dursun hem de okuyan birine belki bir faydası olsun diye yazmak istedim. Duygularımızı bastırmayı nasıl öğrettiler peki, azıcık burayı deşelim mi? Erkek adam ağlar mı? Ağlama! Bastır duyguyu. Kız dediğin öyle güler mi, ne ayıp. (!) Gülme! Bastır duyguyu. Sende ne korkak çıktın ya, şimşek çaktı diye korkulur mu? Korkma! Bastır duyguyu. Fazla yüz verme şımarır. (!) Sevme! Bastır duyguyu. Ne olmuş sana şöyle böyle dediyse, kırılacak ne var bunda (!) Kırılma! Bastır duyguyu. Çok gülmek ağlamayı getirir (!) Ne gül bu hayatta ne de ağla, ot gibi yaşa e mi yavrum 👏 Bastır duygunu.

Maalesef bu sözlere maruz kalarak büyüyen bir nesil var. Eminim söyleyenler kötü niyetli değildi, eminim hep iyiliğimizi düşündüklerinden ezber ettikleri kalıp cümleleri kafamıza kafamıza tıkıştırdılar. Ve netice olarak hissettiklerini anlamlandırmada, ifade etmede, karşısındakinin duygusunu anlamaya çabalamada zorlanan bireyler ortaya çıktı. Şimdi ne mi yapmalı oturup sadece bu duruma üzülmeli mi? Yoksa canımız yandığında acıdığını, kem bir söz işittiğimizde kırıldığımızı, bazen hiçbir sebep yokken ağlama ihtiyacımızın olabileceğini, sohbet ederken şen kahkahalar atmanın gayet normal olduğunu, bir haksızlığa uğradığımız da  öfkelenmemizi açıklamak zorunda olmadığımızı, korkmanın sevmenin, hüzünlenmenin ve diğer pek çok duygunun insana ait olduğunun bilincinde olduğumuzu kabul edip “Başka türlüsü mümkün” diyerek yeni bir sayfa açmalı mı? Yeni bir sayfa açmaya değer mi? evet kesinlikle değer. Duygularımıza sahip çıkalım, ihtiyaçlarımıza, hayallerimize, hedeflerimize… Herkes bir şeyler düşünmekte özgür tıpkı bizim bu şekilde bir yaşam tarzını benimsemekte özgür olduğumuz gibi.