17 Temmuz 2023

Sürgündeki Vedalar

Yazar: Kübra İLERİ

Acının kokusunu koklayarak kahkaha nidaları atmanın buhranı içerisinde gitgellerle kalıplaşmış kıyafetleri giymekti vedalar. Son durağa varıncaya değin elveda diyen kimsenin sebebinin bilmediği vedalar…

İnsan ömrü kaç vedaya tanıklık eder? Vagondaki boş koltukların sayısı hayat gailesinde kaybolurken nabız ritimlerini gözyaşları belirlemeye başlar. Gelir geçer olanlardan revansız çöllere güneş bırakanlar. Güneşi görse hangi baharda kırık döküklerle tekrardan açar…

İnsan, sonbaharını yaşamaya yüz tutmuşken yeniden çiçek açmak için yollar arar, sebepler yaşatır. Bazen de sonuçsuz bıraktığı yerdeki sarmaşıkları toplayarak bir çare medet ilacı yapıp yaralarına basar. Çünkü her veda kendinden gelen bir bendir. İnsan duygularını kaybettiğini anladığı zaman, yaralarını kapatmayacak sarmaşık özlerinden ilaç yapmaktan vazgeçer. O yüzden vedalar zordur, alışmak zaman ister. Kaybetmenin yokluğunu yaşayan insan, kendisini avutmak için önce unutma çabasına girer çünkü veda ederken giden kişi kendisinden en güzel duyguları götürmüştür. Arta kalan duygular eşliğinde başa çıkma sorunsalları içerisinde unutup hatırlama medcezirleri kaderinde bir pelesenk hâline gelir. Hayatta insan olabilme gayesidir gitmek. Alıkoyulduğumuz yerden gidiş biletini aldığımız anda, kayıplar ışığında yeni yerleri keşfetmenin mecbur hâli, kendimize yabancılaşmanın getirdiği yalnızlıklarla yeniden başlangıç noktasına gelmek için zamanı adımlarla harmanlayarak veda ettiğimiz yerden farklı bir yere gitmeyi deneriz. Sürgün edilişinin hayran bıraktığı panzehirle kapanmayan yaranın, dolmayan vagonun, kapanmaz boşluğunda rahmet yağmurlarına koşarken geçmesini temenni ettiğimiz amansız hastalıktan, geçecek ümidiyle başlangıç noktasına gider ve geliriz sürgünden sürgüne. Ümitsiz bakışlar, hazırlıksız geçen bekleyişlerin hayallerinde saklıyken, kaptanı başka gemide kendine yön vermeye çalışır.

Umut dolu hayaller, başkasının kaderinde sizi beklediği yerde medet ummak arzları tesellisiz bırakmaktan farksızdır. Vagonda hangi koltuklar boşalırsa boşalsın, her yolcu nasibi kadar sizinle beraber seyahat eder; ta ki sizinle geçirilen sürenin sonuna gelinceye kadar.  Veda eden sadece size değil, sizden kalanlara da veda etse iyiliğe hasret uzuvlar yaşam mücadelesi verirken her kader kendi zarafetinde yeşerecektir. Her kader kendi asılında zarafet kazanır belirsizliklerle. Her sürgün ki başladığı noktada hürriyetine kavuşur. Her yolculuk ki vedalarla başlar vedalarla biter. Bu vedada bir tek sen, seninle olmazsın. Senin vedana sen şahitlik edersin. Çıkmaz sokakların başındaki bulvarda yön pusulasında kaçıncı vedanın ritminde olduğu bilinmeden geçen bir zarafet. Kimlerin kimlere vedası bilinmeyen bir yolda, treni de rotayı da değiştiren memnun; yoluna kaldığı yerden devam eden memnun. Oysa her şey başladığı yerde devam etmeliydi, yitip gitmemeliydi. Zarafetsiz kader ancak böyle diyebilirdi …