27 Şubat 2024

Ben Şimdi Buraya Niye Geldim?

Yazar: Hilal Şeyma KANDEMİR

Yıllar önce; çıkarma için komşudan onluk aldığım, toplarken elimde birlik tuttuğum günlerdi. Derdimiz çok. Ödevler, yazılılar, hele de abimin taso oynarken ütülmesi, saklambaçta bulunmak, yerden yüksekte yüksek yer bulamayış falan filan.

O günlerden birinde annem gözüme takılıyor. Buzdolabını açıp önünde duruyor, “Allah Allaaah!” deyip kapatıyor kapağını. Salona gelip duruyor bir şey yapmadan. Eli çenesinde, düşünceli. Tekrar dönüyor geldiği yere. Az sonra heh, deyip yine salonda. Bu geliş gidişlerinde söylediği söz: “Ben buraya niye gelmiştim?”. Bir şey için geliyor salona, unutuyor sonra ne yapacağını. Sonra dönüyor geriye. Dolapta da aynı mevzu. “Dolabı niye açtım ben?” diyor.

Garipsiyorum. İnsan bir odadan bir odaya geçerken unutur mu canım ne yapacağını, ne alacağını. Gülüyorum. Çok derdim var çünkü, bu ise komik.

Aradan yıllar geçiyor, büyüyorum. Her yıl geçerken omzuma bir yaş bırakıyor. Yüreğime telaşlar ekleniyor. Görüp geçiriyorum bir yerde. Çocuklarım oluyor. Sorumluluklarım artıyor. Gözümün kıyısında gelgitler. Taşkınlar zaman zaman. Kalbimde kabarıp duran dalgalar. Sonra zihnime vuruyor dalgaların sesleri.

Mutfağa giriyor, dolabı açıyorum. Ben buraya niye geldim, diyorum. Sonra kendi halime gülüyorum. Annemi anlıyorum. Bunu yaşamış olduğuma şaşırıyorum. İlk defa böyle oldu, bir daha olmaz ya. Herhalde çok kınadım annemi, diyorum.

Günler sonra odadan odaya geçişlerde yaşıyorum aynı şeyi. Ben buradan ne alacaktım ya? Ne için geldim, diyorum. Anlıyorum ki ev hanımlığımda yılların artışına bağlı olarak artıyor bu sorum. Kafamdaki tilkilerin kuyruğunun birbirine dolanmasının neticesi bunlar. Zihnim çok şeritli otoban. Vızır vızır. Hayatın akışı da hızlanmış, eskisi gibi değil. Dünya avucumuzda akıyor sosyal medyayla. Gözlerimiz akışı kaçırmamaya pek hevesli. E bu da kafa be gülüm. Gözünden geçip gitti zannetsen de gönle bir akış var. Zihnimizde ayrıca arşivleme çalışmaları. Sonrasında gelen dalgınlıklar, ipin ucunu yakalama gayretleri…

Ve şimdi önümde kağıt, elimde kalem. Oturdum defterin başına. Sahi ben şimdi bu mevzuya niye, nereden geldim?