7 Ekim 2023

Canhıraş

Yazar: Kübra İLERİ

İçtenlikle yazılmış satırların aralarına boşluklar konulurken, gökkuşağının renklerini yitirdiğini her geçen gün daha da fark ediyoruz. Her bir renk insandan, doğadan kareler taşırken; ülkelerin kaderini, gökyüzünde insanlığa seyrettiriyordu içtenlikle yazılmış satırlar. Kimisi rengini bu satırlara, masum insanların kanını emen yırtıcılardan alırken kimisi de parazit sonucunda inci tanesine dönüşen güzellikten alıyordu. Oluşma mücadelesi, alma verme üstüne kurulmaya yüz tutmuştu ki zamanla devinimselleşen, döngü içinde sadece  yerini almaya bırakmıştı. Mandacı bir zihniyetin beyaz karanfilleri, topraklarında yetiştirmesini bekleyen ülkelere gökkuşağı yakıştırmasını yapmak mücadelenin temelindeydi. Bu temel ki, yapısızlık üzerine kurulmuş yapılardı ve unutturucu etkisi narkozdan farksızdı. Öyle ki unutturuculuğun çabuk unutturulduğu yerlerde narkoz etkisi geçmesi beklenirken daha fazla narkoza ihtiyaç artıyordu. Yanlışın yanlışlarla silindiği, doğrunun doğruyu aklamadığı, yalanın yalanı yüz paklığı yaptığı devinim renkleri daha da griftleştiriyordu. Rengini bulmaya çalışan ülkelerin insanları daha da renksizleşiyordu. Gök kuşağını izlemeyi kendi rengini bulmaktan mantıklı bulmaları da yapbozun bir parçasıydı. Renk bulunabilir miydi yoksa bulunduğu yerin rengini almak bencilliğin mükafatı mı olurdu? Haksız davaların haklı mücadelelerini vermek, kirli ellerin canhıraş bedenlere taktığı madalyonlardan anlaşılıyordu. İnsan doğasına yapışmış bir leke olarak yüzyıla adına yazdıran bunca kötülük, başka kötülüklerle kendini ödüllendirmeyi asla elden bırakmadı. Gökkuşağının rengi tamamen ödülü alan taraftan bakıyordu yerlere ve göklere. İzleyenler kör… İzleyenler isyankâr… İzleyenler suskun… İzleyenler kanları donacak kadar canhıraş…

Sebebi olmayan renklerde oluşumu aramak, tıpatıp gülün sarhoşluğu ile dikenin elleri kanatmasına izin vermeye benzerdi. Bu mücadeleden çıkan sonuçlar, ürkütücü, aldatıcı ve yanıltıcıydı. Bir heyecan rüzgârı estirirken, Şubat’ta Temmuz sıcağı yaşatmasından belliydi ihanetin yazgısı…