11 Mart 2024

“Bu Çocuk Yaşamaz”

Yazar: Hatice Hazal GÖKÇİMEN

Ben Hatice. Hatice Hazal. Ama annem ve babam bana bir isim daha koymuşlar: Umut. Niye diye çok düşünürdüm çocukken. Kız bebeğe umut demek niçin, falan… Sonra öğrendim hikayemi…

Altı buçuk aylıkken doğmuşum ben. Doktorlar yaşamayacağımı söylemişler. Yaşasam da engelli olurmuşum. Gelişmezmişim hiç. Elhamdülillah şimdi on altı yaşına giriyorum ve hamdolsun sağlıklıyım. Ailemin duaları ve mücadeleleri ile Allah’ın izniyle atlattım o günleri. Evet, arkadaşlarımdan küçüğüm ben. Gelişemediğim için değil, bilakis hep yaşıtlarımdan uzun bir çocuktum küçükken. Zamanında getirilen bir kanunla okula erken başladığım için bir yıl küçüğüm neredeyse hepsinden. Tüm arkadaşlarımın hem ablası hem küçük kardeşi gibiyim böylece. 

Fakat doktorlar bir konuda haklılarmış. Bu dünya, çocukların yaşayamayacağı kadar, doğmadan öldürüleceği kadar kötü bir yer. Benim on altı yıl önce iki ay yaşam savaşı verdiğim kuvözde, hayata tutunmak için mücadele etmelerine dahi izin verilmeden katlediliyorlar. 

Çocukluğumdan beri bu hakikatle büyüdüm ben. Pakistan’da, Mısır’da, Afrika’da, Bangladeş’te, Suriye’de, Filistin’de büyüdü çocukluğum. Suriye savaşının yıllarını yaşımla hesaplıyordum ilkokulda. Yedi yaşında ilk defa görmeden önce de Aksa’yı özlüyordu ruhum. Avlusunda ip atladığım ikindi saatlerinin saçını okşayarak dua ediyorum şimdi. 

Top oynadığımız arkadaşlar nerededir? Saklambaç oynadığım zeytin ağaçları iyi midir? Kovalamacadan yorulan yavru kediler büyümüş müdür? Kıble Mescidi’nde Kuran okuduğum köşe nelere şahit olmuştur asırlarca? Eski Şehir’in sokaklarında yine kaybolur muyuz? Yoksa Ali gibi ezbere mi sıralarız hepsini. 

Gazze’nin meydanlarına gül dökeceğimiz, çocuklarını seveceğimiz günleri düşlediğimiz ezgilerin gerçekleşmesi yakın mıdır? Göz yaşlarının tebessümlerle parıldayacağı günler yakın mıdır? 

Yaşayarak öğreneceğiz sanırım…

Eskiden on beş yaşına geldiğimde büyümüş olacağımı düşünür heyecanlanırdım. Yanılmamışım. En çok on beşimde büyüdüm ben, on altı değil sanki yüz on altı oldum… Önce topraklarım sonra Gazze büyüttü bu sene beni. Lakin dualarım hep çocuklarla kaldı. Rengarenk resimler çizen, binbir türlü oyunlar oynayan, gonca gonca gülen, tatlı tatlı küsen, dayanamayıp barışan, çocukça seven, gökyüzüne bakıp tebessümlü hayaller kuran ve kocaman sarılan çocuklarla…  

(05.03.2024)