7 Nisan 2022

Kentsel Dönüşüm

Yazar: İrem Sema AKBAL

22 yıldır İstanbul’da yaşıyorum. Yaklaşık üç gün önce birkaç şey fark ettim; mahallemdeki apartmanların görüntüsü… Ben mi umursamadım yoksa, yıllardır kafamı kaldırmayacak kadar ne düşündüm? En önemlisi ne istedim? Fark ettiğim an biraz güldüm açıkçası. Yani bu nasıl olabilir ki? Nasıl bu kadar düşünceli yürüyebilir ve yaşayabilirdim?

Şu an da olduğu gibi her zaman 5 yaşındaki bir çocuk edasıyla soru soruyorum kendime. Çoğunun cevabını bulamadım. Bulduklarımla da yetinemiyorum, tatmin olamama hissi bir türlü peşimi bırakmıyor.

Zannımca bu ahir zamanda en güzel soruyu soran ve en güzel cevabı alan Hz. İbrahim. İlk kez bir insan çok güzel bir soru sordu ve çok güzel bir cevap buldu. Tatmin duygusunun tam akıl karışıklığı yok. Netlik duygusu ilk defa bu kadar temiz. Cevap bulmak hiç bu kadar güzel olmamıştı belki de…

Peki ben? Soru sormam yetmiyormuş gibi cevaplarım da doldurmuyor dağarcığımı. Başım önümde fakat adımlarımı bile saymıyorum. Arada korna çalıyor onlara dikkat ediyorum ve umarım dikkat etmeye devam ederim. Kaldırdım kafamı “Aaaa bu binanın rengi ne kadar güzelmiş!” dedim. Sonra cümle devam etti, “Yahu ben bunu daha önce nasıl fark etmedim?”. Kendimle çelişiyordum. Hiçbir soru beni mutlu etmeyecek, hiçbir cevap zihnimi dindirmeyecekti. Belki de ben bu şekilde yaşamaya devam edecektim,  yer ve zaman değişecekti ama ben değişmeyecektim.

Belki değişmek istemez bu şekilde yürümeye devam ederim ömrüm boyunca. Ama insan; insanlar beni çok yoruyor…Ben dahil. Bu kadar nankör bir varlığın bu kadar canlı olması, bu kadar değerli olması… Kendime de kızıyorum; önüme bakarak yürümemin tek sebebi benim. Etrafa bakmadan bilinçsizce yaşamamın, hayatın tadını tuzunu bilemememin sebebi benim.

Bizler yaşadıklarımızın aitliği için hep bir suçlu ararız kendimizce. Yanlışlarımıza bir ebeveyn bulursak suç bizden kalkar nasıl olsa tekrar masum oluruz diye düşünürüz. Yanlıştan kurtulmaya çalışırken tekrar bir yanlış yaparız.

İnsan böyle işte, ne kafasını kaldırır yürürken ne de önünü görebilir. Ben de önümü göremiyorum uzun zamandır. Kendi kendime sadece kendi apartmanıma yürüyorum. Etrafta ki apartmanların sesini geç görüntüsünü bile bilmiyorum. Ama kendimi silkelemem gerektiğinin farkına vardım. Devam eder miyim? Kentsel dönüşüme tanık olabilir miyim? Ebeveynlerime sormam lazım… 🙂

Sizler anladınız ve umarım ben de anlatabildim.