Hakiki, saf ve temiz olan her şeyin ticarileştirilmeye, kirletilmeye, hor görülmeye çalışıldığı şu dünyada var olmak…
Yaşadığımız dönemde bilgiye ulaşabilmek için kullandığımız kaynaklar gün geçtikçe artmakta lakin hakikati kesrete boğmadan ifade edebilmekte bir o kadar zorlaşmaktadır. İnsan adıyla bilinen varlık bazı mitolojilerde “eyleyen bir varlık biçimi ” olarak tasdik edilmektedir. Oysa “eylem” ancak hakiki değerler ile mümkündür. Birey bu değerleri hayatında bulundurmadığı, her şeyin bir başlangıç noktası olduğunu ve bu noktanın takvanın altında saklı olduğunu idrak edemediği, güneşin doğumuyla birlikte her gün kendine “Benim hedefim ne, hedefime ulaşabildim mi, hedefimin ne kadar gerisindeyim?” gibi sorular sormadığı takdirde var değildir sadece fiziki veya biyolojik bir nesne olarak mevcut durumdadır. Şuur sahibi bir birey olarak “Ben de varım.” diyebilen insan ise aynı coğrafya içerisinde farklı yaşam savaşlarının olduğunu fark edip, satırda yazanlardan öte sadırda yazanları kavramaya çalışan insanlardır. Bu bireyler kalben belki de dünyadaki en zengin insanlarıdır. Zira maddi bir güce sahip olması gerekmez, ezanın sesiyle birlikte kalbi tekrardan atmaya başlayan insan gerçekten var olan insandır. Bu yüzdendir ki birey var olmak istiyorsa önce tevekküle ardından tefekküre son olarak da Yaradan’a teşekküre başvurmalıdır.
Ankara Kahramankazanlıyım. 13 yaşındayım. Muradiye Kanuni İlköğretim Okulu’nda 8. sınıf öğrencisiyim. Yazı yazmaya okulumun düzenlediği bir yarışma ile başladım ancak istediğim sonucu alamadım. Şükür ki yazmaktan vazgeçmedim ve annemin değerli bir arkadaşı vesilesiyle Genç Yazar’la tanıştım. Şimdilerde insanları mutlu etmekten zevk duyan, hayallerinden asla vazgeçmeyen, gülmeyi lehçesine borç bilen ve vatan toprağının her karışına aşık bir Anadolu kızıyım.
🌼 💖 🦋