17 Mart 2023

Bukleli Cimcime

Yazar: Sema Nur EKİNCİ

“Sevgili günlük

Bugün dışarısı çok güzel gözüküyor. Güneşin etrafında bulutlar toplanmış. Tıpkı kutu kutu pense oynayan çocuklara benziyorlar.

Çok yorgunum günlük. Keşke ben de şimdi arkadaşlarımla oynasam yine. Hastanede olmak çok sıkıcı. Bazı hemşire ablalar güler yüzlü ama bazıları çok sinirli. Bana niye sinirleniyorlar bilmiyorum. Ben hiç zorluk çıkarmıyorum.

Hastaneye geleli yedi ay oluyor. İki ay önce saçlarımı kazıdılar. O zaman çok ağlamıştım. Saçlarımı çok seviyordum. Hatta bir hemşire abla var, adı Meryem. O beni bukleli cimcime diye seviyordu. Ama saçlarım gidince cimcime diyor sadece. Galiba üzülmemi istemiyor. Ama ben böyle daha çok üzülüyorum. Saçlarım olmasa bile bukleli dese yine saçlarım var gibi hisseder daha az üzülürüm. Meryem ablam bana yine cimcime dediğinde ona bunları söyleyeceğim. O beni anlar biliyorum.

Sevgili günlük biliyor musun seni bana Meryem ablam hediye etti. Bahçeye çok az çıkabiliyorum burada. Canım sıkılmasın diye defter ve kalem almış bana. Ama ben zaten alışkınım saatlik dışarı çıkmaya. Alışkınım ama yetimhanede daha uzun saat kalabiliyorduk. Orada en azından arkadaşlarım vardı. Orada hep “Benim de bir ailem olsa, kardeşlerim olsa…” diye hayal kurardım. Şimdi kızıyorum kendime. Neden öyle hayal ediyorsam!

Şimdi yapayalnızım. Kimse yok. Doktor amca ve hemşire ablalar dışında hiç kimse yok. Bazen yetimhane müdürü Asiye teyze geliyor beni kontrole, o kadar. Burada başka hasta çocuklar da var ama ben onlarla konuşmak istemiyorum. Onların hepsinin ziyarete gelenleri var. Odaları hediye dolu. Koridorda yürürken gizlice bakıyorum. Benim odamda öyle şeyler yok. Asiye teyze bir bebek almış, lahana gibi saçları var bebeğin. Adını Dilek koydum. Bir de Meryem ablamın aldığı defterle kalem. Diğer çocuklar bana çok soru sorarlar, cevapları duyunca acıyarak bakarlar diye konuşmuyorum. Nefret ediyorum acıyarak bakmalarından.

Bugün Meryem abla yok. O yüzden canım çok sıkılıyor. Asiye teyze de gelmedi. Zaten o çok az geliyor. Yetimhanede işleri çok yoğun. Öğle yemeğimi getiren hemşire abla nasıl olduğumu sordu ama öylesine sorduğu yüzünden belliydi. Cevabımı duyduğunu hiç sanmıyorum. Doktor amca beni hep kontrol ediyor ama çok uzun duramıyor yanımda.

Sevgili günlük biliyor musun? Sen olmasan daha çok sıkılırdım. Sana yazmak iyi geldi. Şimdilik bu kadar yazıyorum sana. Yarın yine yazarım. Görüşmek üzere.”

Meryem hemşire gözyaşları içinde defteri kapattı. Dilinin ucuna tonlarca “keşkeler” dizildi.

Keşke evde uyumak yerine Ayla’nın yanında kalsaydı.

Keşke ona daha çok oyuncak alsaydı.

Keşke ona “bukleli cimcime” demeye devam etseydi.

Artık Ayla yoktu. Son cümleleri çiçekli defterin sayfalarında yazılıydı. Son sarıldığı kişi ise lahana saçlı bebeği olmuştu.

Kim bilir kaç Ayla daha yapayalnız gözlerini kapatıyor dünyaya…