Sema evinin ihtiyaçlarını aldıktan sonra çarşının göbeğindeki caminin etrafındaki banka oturdu ve derince nefes almaya başladı. Saatlerdir çarşıda gezmekten ayaklarına kara sular inmişti. “Birazdan ezan okunur” der demez “Allahu Ekber!” nidaları duyuldu camiden. Ne de güzel okunuyordu… Dakikalarca gözleri kapalı bir şekilde ezanı dinledi Sema. Dedesinden öğrenmişti, ezan okunurken yapılan dualar makbule daha yakındır diye. Peşinden dua etmeye başladı ama o ses öyle içten geliyordu ki susuz toprağın kana kana suya doyduğu gibi ferahlatıyor insanın yüreğini. O güzel nida bittikten sonra İshak Paşa Camii’ne giriş yaptı ve bayanlara ayrılmış kısımda ikindi namazını eda etti Sema. Ne zaman bu camide namaz kılsa içinde tarifi mümkün olmayan bir duygu hissediyordu ve istiyordu ki bu duyguyu her insan tatsın. Bunun için hayalleri vardı Sema’nın. İnsanlık adına, İslâm adına… O yüzden günlerini çok istifadeli geçirmeye çalışıyordu. İkindi namazını bitirdikten sonra İshak Paşa türbesine de gitmeyi ihmal etmedi. Allah dostlarını çok seviyordu Sema. İçinde bin bir huzur evinin yolunu tuttu. Sema’nın oturduğu evine ulaşmasına ramak kalmıştı ki bir komşusu dikkatini çekmişti. Bir an o mu diye tekrar bakma ihtiyacı hissetti, evet oydu. Ama Sema ilk defa bu hanımı tesettürlü görmüştü. Şaşkınlığını gizleyememişti, oysaki bu zamana kadar hiç öyle bir haline şahit olmamıştı bayanın. O günden sonra ne zaman o bayanı görse başında örtüsü ve üsluplu bir giyimi oluyordu. Evet o hanım İslâm’ı hayatına dahil etmişti. Yine Sema’nın markete diye dışarı çıktığı bir gün o bayanın bir arkadaşına “Namazımı kılıp geliyorum.” dediğine şahit olmuştu. Öyle sevinmişti ki kızcağız. 3 yıl önce bu bayan bu mahalleye taşınmıştı. Hiçbir zamana kadar böyle bir cümle duymamıştı bayandan, Sema o hanımı görünce selam verdi ve tesettüre girdiğinden ötürü tebriğini dile getirdi.
Demek ki neymiş, hiç ummadığımız insanlara Allah bir hidayet nasip eder şaşkın ve hayret içinde kalırız.
Ne güzel demiş İbrahim Hakkı hazretleri:
“Harabat ehlini hor görme Zakir, defilelere Mâlik viraneler var.”
Sema, bu hanım vesilesiyle her şeyin Allah’ın elinde olduğuna bir kere daha şahit olmuştu. Tabii bir de o hanımın “Hidayetine vesile olsaydım.” diye de geçirmedi değil içinden…
24 yaşındayım Arapça tercümanlık dersleri alıyorum. Bir yandan da yazmayı ve okumayı çok seviyorum. Müzik kulağım iyidir, bir zaman makam dersleri verdiğim oldu. Öğrenmeyi ve öğretmeyi seven bir yapım var. Farklı alanlarda derslere katılıp yeni şeyler öğrenmek bana terapi gibi geliyor. Kendine yatırım yapanlardanım. Sosyal biriyim, hayatı yaşamayı seviyorum.
