28 Ocak 2022

Canım Ülkem Ve Popüler Hassasiyetleri Üzerine

Yazar: Merve ÖZEN

Bu ülkede bazı şeyler çok komik. Ama henüz gülmeye yeni başlamışken trajikomikleşmeye de başlıyor. Geri kalmışlığı ayrı, ilericiliği ayrı trajikomik. O sebeple, maruz kalmamanın yollarını ararken yoruluyor da yoruluyorsun, biliyorsunuz…

Geçen bir arkadaş “Kedileri hiç sevmiyorum.” diye bir cümle kurunca o cümlenin samimiyetine sarılasım geldi (linç edilir, dünya vatandaşlığından dışlanır diye ismini açıklayamıyorum). ‘Popüler sempatilerden’ uzak bir cümle olduğu için böyle hissettim. Çünkü kedi sevmek, en çok kedi sevmek, hayvan sevmek ama öyle sevmek ki insanlardan daha çok sevmeli sevmek, varlığımızı hayvan varlığına armağan etmek… Neyse işte biliyorsunuz…

Ve diğer bir milyon hassas mevzu içinden ilk beşe giren kadın hakları… Bu mevzu ile ilgili “hö” desen bir tarafa, “ha” desen başka bir tarafa çekilirsin; hem de yaka paça… Seni yaka paça çekerken en çok parçalayan, en çok kadın haklarını savunandır. Hop! Anlık kahramandır. Anlık kahraman olma uğruna, bir şeyleri göze soka soka, feryat figan yapanların güzel ülkesi… Biliyorsunuz.

Samimi gelmeyen şeyler var. Böyle iğne gibi batıyor. Sen bakıyorsun tiyatro sahnesi görüyorsun, başkası bakıyor gerçeklik görüyor. Siyah ve beyazın keskince ayrıldığı bir noktanın hasretiyle bekliyorsun. Ne düşüneceğini şaşırdığın çok şey oluyor. Üzerine konuşmak istediğin mevzular, susmayı yeğlediklerin haline geliyor. Bir de konuşsan büyük büyük konuşmalısın çünkü. Çünkü her zaman şekle, içerikten daha çok kıymet veriliyor. Bu hep böyle oldu, biliyorsunuz.