19 Ocak 2024

İzciliğin Çocuklarda Karakter ve Kişilik Oluşumuna Etkisi

Yazar: Mustafa Esat SÖNMEZ

İzcilik, çocuklar için kişisel gelişimleri üzerinde çok çeşitli olumlu etkiler oluşturabilecek yeni yeni popüler olmuş bir ders dışı etkinliktir. Zamanında Hababam Sınıfı’yla özdeşleşen izcilik artık kaliteli çalışmalarıyla disiplinini ortaya koymuş çok önemli bir alandır. Asla Hababam Sınıfı’ndaki gibi olmamıştır. Oyun ve eğlenceden ibaret sanılan izciliğin zamanla sağlam temeller üzerinde olduğu anlaşılmıştır. Çocukların izcilik yapması yeni zorluklara göğüs germe, yeni beceriler öğrenme ve kendilerini rahatlık alanlarının dışına itme fırsatına sahip olması anlamına geliyor. İzcilik en başta:

Güven oluşturur,

Liderlik becerilerini geliştirir,

Takım çalışmasına teşvik eder,

Sorumluluk almayı öğretir,

Fiziksel zindeliğe teşvik eder.

İzcilik, çocuk ve gencin karakterini, sağlığını ve yeteneklerini geliştirmek suretiyle okul ve aile eğitimleri arasında kalan boşlukları doldurur. Duvarların taşları arasındaki harçtır. Betondur. Çimentodur. Olmazsa olmazdır. Bu üç alanda ayrı ayrı olarak çocuğun yetiştirilmesi için her ne kadar çabalasa da hepsi bir kurumda birleşemediği sürece asla tam anlamıyla verimli olamayacaktır. Bu üç amaca; Yavrukurt, İzci ve Ergin İzci basamaklarından oluşan üç kademeli eğitim ile ulaşabiliyoruz. Bu izci basamaklarındaki çalışmalar hem öğreticilerin hem de çocukların ve gençlerin çok hoşlandıkları kamp ve kır etkinlikleri şeklinde yapılır. Öğreticiler bu etkinliklere lider ya da rehber olarak katılırlar ve çocukların kendilerini yetiştirmelerini izlerler. Belki de bu nedenle izcilik, bu işe gönül verenler tarafından eğitimde bir devrim olarak adlandırılmıştır. Bu öyle bir devrimdir ki bir fidan olarak hayata başlayan çocuklar koca koca ağaçlar olup meyve vermeye başlayıncaya kadar devam eder. Sanmayın meyve verdikten sonra bırakılacaklarını. Dünya macerası bitene kadar izci, gönüllü, lider, rehber derken nesiller yetiştirmek mümkündür. Meyve tutan dallardan yeniden meyveler tutacak fidanlar yetiştirmek mümkündür. 

 

İzcilik; bireyin bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişiminde olduğu gibi ahlaki gelişim ve eğitiminde de çok etkilidir. Hep eksik kalan bir eğitim metodu vardır. Bu metodu da tamamlamak izciliğe düşmektedir. Kendini keşfetme macerasında yeter ki çocuklarımıza rehber olabilelim, onları izcilikle tanıştırabilelim.  İzcilik maddi ve manevi değerleri bir bütün olarak ele alır. Kişiyi iyi vatandaş-iyi insan olarak yetiştirmeye çalışır. Sadece maddiyata odaklanmaz. Düşünsenize bir bilim adamının çeşit çeşit bombalar da icat edebildiğini. Bir de bu bombaları farklı amaçlar uğruna kullanabildiğini. İşte tam da burada izcilik disiplini ortaya çıkar. Çünkü izcilik maddi hedeflerin yanında bir de manevi hedefler ortaya koymuştur. İyi bir bilim adamı olup ülkesine, milletine hizmet amacı taşımasını da öğretir, yaşatır. Bu bağlamda izcilik; çocuk ve genci tam anlamıyla topluma yararlı, insanları seven ve onlara yardım eden, doğayı ve çevreyi koruyan, ülkesine yararlı iyi insan yetiştirme sanatıdır. Bu sanat dalında da en büyük sanatçı izci liderleridir.

 

Okul eğitiminden farklı olarak izcilik çocuklara sadece hayatın nasıl kazanılacağını değil, onun nasıl yaşanılacağını da öğretir. Çocuklara, başkalarına hizmet duygusu aşılamadan onları bir mükâfat ya da burs kazanmak gayesiyle yetiştirmek ve başarıyı; para, mevki ve yetki kazanmak hedefiyle yetiştirmek insanlığa en büyük zarardır. Bunun yerine izciler, niçin başaracaklarını ve bu süreçte neler yaşayacaklarını çok önceden keşfeder. Sürekli kendilerini düşünen, birbirini geçmek ve birbirine üstün gelmek için acımasız bir rekabet içinde olan arkadaşlarını görürler ve asla onlarla yarışa girişmezler. İzci aynı zamanda iyi de bir örnektir. Fark ortaya koyar. Kaliteyi gösterir. Onun ayrı bir yolu vardır. İki şeridi olan bir yolda üçüncü yolu açan izcileri muhakkak görürsünüz. İşte izcilik eğitiminin amacı; çocuğu ve genci sadece kendini düşünen bir varlık değil, başkalarına hizmet etmeyi bilen, topluma hizmet için ruhen ve bedenen gelişmiş bir varlık halinde yaşatabilmektir. Bilinçli topluluklar oluşturmaktır. El feneri konumunda liderler yetiştirmektir.

İzcilik yıllarca yanlış anlaşılmış, yeni yeni kaliteli çalışmalarla ön plana çıkmaktadır. Son on on beş yılda izcilik federasyonu ve izcilik kulüpleri vasıtasıyla ciddi bir disiplin ortaya kondu. Günümüzde etkin bir eğitim aracı olarak önemini artırması, gençlerin ders dışı veya boş zamanlarında izciliğin türesinde olduğu gibi; doğru, çalışkan, milli ve manevi değerlere saygılı, iyilik yapmayı ve yardım etmeyi kendisine ilke edinmiş, doğa içinde kendi başına yaşayabilen, sağlıklı ve dinç olmasını sağlayan bir gençlik organizasyonu olarak ülke genelinde yaygınlaştırılması hedeflenmiştir. İzcilik, çocuğun fiziksel sağlığına ve gelişimine katkı sağlamakta, el becerilerini ve yeteneklerini geliştirmekte, onu disiplinli, korkusuz, mert ve vatansever yapmaktadır. Doğrusu izcilik, hayata atılmak üzere hazırlanan bir genç için çok kıymetli olan “karakter”i kazanmasını desteklemektedir. Bedenin iki büyük zırhı olan karakter ve kişiliğin oluşumunda izcilik biçilmiş kaftandır.

İzcilik çalışmaları bir doğa turu şeklinde değil de ciddi bir gençlik hareketi olarak algılanmalıdır. Binlerce üyesi olan bir hareketin çok sağlam bir şekilde bilinçli ve disiplinli ilerlediğini görmek gençlikten ümidini kesmek üzere olanlara da umut kaynağı olmalıdır. İzcilik, gençlerin maddi dünyayı aşmalarına ve hayatın manevi değerlerini araştırmaya yönelmelerine yardımcı olmayı istemektedir. İzciliğin esaslarına bakıldığında (izci andı, izci türesi, izci selamı ve tokalaşma, izci sloganı, bayrak töreni ve gece yürüyüşü-tefekkür) büyük ölçüde dini ve ahlaki kuralları içerir. Örneğin izci andı Tanrı’ya karşı vazifelerini yerine getireceğine ve kendini ahlakça dürüst tutmak için elinden geleni yapacağına söz vermekle başlamaktadır. Türe, baştan sona muhteşem bir ahlak yapıtıdır. Tanrıya ve vatana karşı vazifeleri, kendisine karşı görevleri ve başkasına her zaman yardımda bulunmayı, kardeşliği, büyüklere saygıyı temsil etmektedir. İzci sloganı “her gün bir iyilik yap”tır. Bayrak töreninde bayrağa ve vatana bağlılık vurgulanmakta ve tören sonunda “dua” niteliğinde “iyi dilekler”de bulunulmaktadır. Gece yürüyüşlerinin en önemli ve en çarpıcı uygulaması “Tefekkür” çalışmasıdır. Bu izciliğin olmazsa olmazlarındandır. Tefekkür dersinde izci, kendisinin kâinatın bir parçası olduğunu ve nereden gelip nereye gideceğini düşünmektedir. Yani izcilerimiz sportif ve zinde bir çalışmanın yanında ruhen ve psikolojik açıdan dolu dolu yetişmektedir. Sürekli düşünen ve sorgulayan bir nesil hedeflenmekte üstüne de çözüm üreten yük alan yük olmayan bir gençlik yetiştirilmek istenmektedir.

İzcilerimizin izcilikle tanıştıktan sonra kısa sürede yaşadıkları şunlar dikkat çekicidir: “Maneviyatı güçlenen öğrenciler, hayat şartlarına daha dirençli oluyorlar. Sigara içme, küfretme gibi zararlı alışkanlıkları azaldı. Öğretmenlerine ve arkadaşlarına karşı sevgi ve saygıları arttı. Zorluklar karşısında doğru davranmaya devam ediyorlar. Aşırı uçlarda davranış gösteren öğrenciler, normal davranışlar göstermeye ve derslerinde başarılı olmaya başladılar. Yalan söylemiyorlar, yardım etme, sorumluluk bilinci, vatan ve millet sevgisi duyguları gelişti.” Bunları hep duyduk ve yaşadık. Hatta bazı öğretmen arkadaşlarımız bile hayret ederdi. “Yahu biz yıllardır uğraşırız da şu bir kampta verdiklerinizi bir yılda veremiyoruz.” Karakter gelişiminin dışında, olumsuz hayat şartlarının da azaltmanın dışında neredeyse yok edildiği bir disiplinden bahsediyorum. Aileler kısa sürede bu değişimleri görmüşler, yıllarca çözemedikleri sorunları çözen izci gönüllülerine hayran kalmışlardır. Bir baba olarak ben de çocuğuma öğretemediğim her öğretiyi izcilik vasıtasıyla kolaylıkla öğretmekteyim. Çünkü hem görev alıyorlar hem de yaparak yaşayarak uyguluyorlar. Tatlı bir yarış da yaptırmıyor değiliz tabi.

İzcilik çalışmalarının öğrencilerin kişisel becerilerine ve kişilik gelişimlerine katkılarını birkaç maddede tecrübe ettim. Mesela izcilerin: “Cesaretleri artıyor, çekingenliklerini yeniyor, kendilerini ifade edebiliyorlar. Aldıkları görevleri zamanında yapıyorlar. Ateş yakmayı, doğada eldeki imkanlarla yaşamayı ve hayatta kalmayı öğreniyorlar. Çeşitli tesisler yaparak beceri kazanıyorlar. Etkinliklerde daha fazla rol alıyorlar. Sorumluluk almaktan kaçınmıyorlar. Konuşamayan, çok çekingen bir öğrencim zamanla etkinliklerde fıkra anlatmaya, soru sormaya bazen de eleştirmeye başlayabiliyor. Disipline oluyorlar, saate ve zamana uymayı öğreniyorlar. Gece etkinliklerine katılarak nöbet tutarak ve diğer çalışmalara katılarak cesaretleri, özgüvenleri ve sorumluluk duyguları gelişiyor.” 

Görüldüğü gibi tüm bu yaşanmışlıklar izcinin yani çocuğun karakterini ve kişiliğini doğrudan şekillendiren somut sonuçlardır. Süreçten sonra sonuç almak her disiplinde bu kadar etkili olmayabiliyor. Aynı zamanda elektronik eşyalarla da en verimli şekilde iç içeyiz. Telsizle kesintisiz iletişim kurarız. Krokileri, haritaları bilir uygularız. Her izci belli bir zaman sonra elektrik üretmeyi bilir. Anten kurabilir. Güneş enerjisini aktifleştirir.

Çocukların sosyalleşmesini de doğrudan etkileyen izcilik; benlik algısı, beden imajı, kişilik özellikleri, ilgileri, yetenekleri, aile ilişkileri, akrabaları, komşuları, akran grupları, okul, kitle iletişim araçları gibi sosyal yaşamda karşılaşabildiği her olguyu da doğrudan etkilemektedir. İzci, izciliğe başlayınca sosyal gelişimi için akran grubuna katılmak zorundadır. Artık ailenin yerini arkadaşları almaya başlar. Çocuk kişilik özelliklerinin pek çoğunu arkadaş grubu içerisinde kazanır. Çocuk başkaları ile yarışmayı, iş birliği kurmayı, yardımlaşmayı, kurallara uymayı, sorumluluk almayı, haklarını savunmayı, çalışmayı, başarılı olmayı, kaybetmeyi vb. pek çok davranışı arkadaşlık kurmayı oyunlarda ve etkinliklerde öğrenir. İzcilik faaliyetleri ve ortamı bu konuda gerek çocuklara gerekse ailelere güvenli bir ortam sağlamaktadır. Sosyal bir varlık olan izciler, düzenli faaliyetler sonrasında şu özellikleri de artık taşıyor olmaları pek mümkündür: “Farklı çevrelerden arkadaşlar edinebiliyorlar. Gençlerin sosyal çevreleri ile ilişkileri artıyor. Özellikle kamplarda yardımlaşma ve paylaşma duyguları artıyor. İhtiyaç sahibi öğrenci arkadaşlarına maddi yardımda bulunuyorlar. Gece yürüyüşleri ve hayk (gece barınak kurup bir vakte kadar dağda kalma) çalışmalarıyla çevreye uyum ve ortak çalışma becerisi kazanıyorlar. Sosyal etkinliklerde görev alarak ekip ruhunu kavrıyorlar.” İşte tüm sosyal yaşam içinde çocuklarımıza kazandırmak için maddi manevi neler neler sarf ettiğimiz her şeyi izcilikle kısa sürede kazandırabiliyoruz. İzcimin bir tanesi şimdiye kadar hiç et yemediğini söylemişti. Ben ise tecrübeli bir lider olarak onun gözünün içine bakıp “çok sürmez” diye söylemiştim. Yedi günlük izci kampında kendilerine verilen malzemelerle yemekler yapan izciler malzeme çeşidine ve kendilerinden istenilen yemeklere göre yemekler ürettiler. Birkaç gün dayanabilen bizim izci en sonunda açlıktan ne buluyorsa yemeye başladı. Çünkü doğal ortamda hem daha çok acıkıyorlar hem de sürekli aktif olduklarından enerji harcıyorlardı. Böylelikle açlığa dayanmak pek mümkün olmuyordu. Çok kamplar gördüm de çok da davranış değiştiren izciler de gördüm. Hatta bazı aileler sırf çocuklarına bir şeyleri öğretelim diye bizlere emanet ediyor: “Liderim, oğluma hayattan zevk almayı öğret!” 

Temel insani değerlerin zayıfladığı veya bu değerlerin yeterince önemsenmediği fikri gittikçe yaygınlaşmaktadır. Aslında her dönem birileri bu fikrin bayrağını sallamaktadır. Temel insani değerleri benimsemiş ve özümsemiş bireyler yetiştirmek başta aile olmak üzere toplumun ve okulun başlıca görevleri arasında yer almaktadır. İzcilik, ise ara boşlukları tamamlayan ruh veren bilinç yükleyen enerji boşattıran ve doğada doğal yaşamayı gösteren yegâne bir alandır. Resmi olmanın yanında kendi kuralları neticesinde asla taviz vermediği milli manevi unsurları vardır. Topluma hizmet görev bilinir. İstiklal Marşı’sız hiçbir etkinliğe başlanmaz. Dualar edilir. Şehitler yad edilir.  Toplum nezdinde yapılan araştırmalara göre izcilerin ahlaki değişimlerinin %81,4 gibi büyük bir istatistikle oldukça yüksek düzeyde olduğunu göstermiştir. 

Amaç çocuklarımıza ve gençlerimize; toplumsal ve ulvi değerlerimizi aktarmak, sağlıklı düşünmeyi öğretmek, doğru bilgi kaynaklarından istifade etmelerini sağlamak, kişisel gelişimlerine yönelik karakter eğitimi vermek, bedensel gelişimlerine yönelik spor etkinlikleri yapmak, sağlıklı yaşam alışkanlığı kazandırmak, çeşitli aktiviteler düzenleyip sorumluluk almalarına imkân sağlamak ve sosyal becerilerini geliştirmelerinde yardımcı olmak.

İçinde bulunduğu topluluğun, yerel, ulusal ve küresel hedeflerine uygun çalışmalar yapabilecek; samimi, fedakâr ve vefa sahibi bireyler yetiştirmek. Her izci gönüllüsü ve lideri, bu amaçlar uğruna emek vererek, heyecanlı ve macera dolu bir serüvene doğru yol almalarında izcilere rehberlik eder.

İzcilik; çocuk ve gençleri ruhsal, zihinsel, bedensel ve ahlaki açıdan geliştirmeyi hedef almış; kendine güvenen, sağlıklı, zeki, cesur ve vatansever bireyler yetiştiren programlı bir faaliyettir.

İzciler, kendilerini yetiştirmek için yapılacak aktiviteleri büyük oranda kendileri organize ederler. Liderler ise onlara sadece rehberlik ederler. Kısacası izciler hem planlayıcı hem de uygulayıcıdırlar. Onlar, bu işi büyük bir zevkle yapmaktadırlar. Dünya genelinde milyonlarca izcinin bir ve tek olması mümkün olamazdı.

Tüm bu farkındalığın sonucunda karakterli bilinçli ve dinç bir neslin yetişmesi kaçınılmazdır. Düğüm düğüm iplerle hayata tutunan gençliği kim etkileyebilir? İnsanlara ve dünyaya faydalı olmak uğruna çalışan izcileri kim kandırabilir? Toz toprak gezen, dağ taş gören bir neslin yapmacık olmasını kim bekler? En doğal yerlerde açan çiçekleri koklayan, bulunmaz nimetleri gören, oluk oluk doğanın suyuna kanan gençliğin özüyle bağını kim koparabilir? Sıradağlar gibi sırt sırta veren, el ele verip tüm insanlığı kucaklayan izcileri kim tutabilir?

İzciler, izciliğin dünyasında uçsuz bucaksız maceralar yaşamaya her daim devam edecekler. İzciler, her etkinlikle gelişip olgunlaşacak ve insanlara nasıl faydalı olabileceğine kafa yoracaklar. İzcinin fikir dünyası, artık şekillenmeye başlayacak böylece diyarlar yöneten sağlam liderler yetişmesi mümkün olacak.

Büyük liderlerle fikir meclislerine katılıp, birçok projede olacaklar. Projeleri hem kurup hem yönetecekler. Doğaya hayranlığını gizlemeden yaşayacaklar. Arkadaş çevresi gittikçe artan bir çocukluktan sonra, bakış açısı büyüdükçe farklılaşan yaşantılara sahip olacaklar. Olan biteni birçok açıdan analiz edebilecekler. Sorun olmayan, sorun çözmeye odaklanan nice gençler yetişecek inşallah.

Ailesiyle vakit geçirmekten zevk alan bir çocuk sonsuzluk evrenindeki üç günlük dünyada yuvarlananlardan değil dik duranlardan olma yolundaki adımlamasını, koca bir nesle öncü olarak gerçekleştirecek.

Duruşunu özüyle birleştirebilen güzide bir nesli umutla bekleyenlerin olduğunu çok iyi bilecek. Her daim, O’nun izinde olmayı da izcilikle öğrenecek. İz bırakan, izlenen bir nesli herkes görecek.