5 Nisan 2024

Kültür ve Gelenek

Yazar: Müberra KOÇAK

Zenginlik nedir sizce? Ev, araba, bir şirket, özel jetler, marka giysiler, lüks restoranlar… Hangisi ya da hangileri sizi zengin olarak tanımlar? Ya da sahip olduğunuz tüm bu mallar sizi kendini geliştirmiş, kibar biri yapar mı? Peki ya kültürlü biri yapar mı?
Bugün en büyük medeniyetlerin büyümesinin ardındaki yegane şey tarımdı. O dönemde toprakla uğraşmak, onu ekmek, biçmek bir medeniyet göstergesi bir gelişmişlik durumuydu. Tarımın hatta toprağın üstüne kurulmuş “kültür” kelimesi de her toprakta farklı farklı filizler vererek günümüze kadar gelmeyi başardı.

Kültür kavramı, Fransızca ‘culture’ kelimesinden türemiş ve özellikle ‘toprağı ekme-biçme, terbiye etme’ anlamlarında kullanılmıştır. Toprağın gelir kaynağı olarak görüldüğü bir dönemde elbette ki kültür kavramı, toprak kavramıyla özdeşleşecek yeri gelecek insanları üst bir mertebede tanımlamak için kullanılacaktı. Fakat bu süreçte birçok yazar ve düşünür ‘kültür tanımının artık içinden çıkılamaz bir hal almaya başladığını dile getirmeye başladı. Bu yazarlardan biri de Raymond Williams’tı ve ona göre, tarihsel değişimler, kültür terimini bugün üç şekilde gözler önüne sermekteydi:

“1. Bir birey, grup ya da toplumun entelektüel, manevi ve estetik gelişimini ifade etmek.
2. Bir dizi entelektüel ve sanatsal faaliyeti ve bunların ürünlerini (film, resim, tiyatro) saptamak. Bu kullanımda kültür, az çok “güzel sanatlar” ile eşanlamlıdır.
3. Bir insanın, grubun ya da toplumun yaşam biçiminin tümünü, faaliyetlerini, inançlarını ve göreneklerini belirtmek.”

Williams’ın da belirttiği üzere, kültürün geniş bir alana yayıldığını ve bu alanları temsil eden bir sözcük olduğunu söylemek mümkün. Kültür kavramı, ilerleyen zamanlarda kuşkusuz daha kapsamlı bir hal alacak ve farklı şekillerde filizlenmeye devam edecektir. Toplumun ortaya çıkardığı bir kavram olarak kültür yine toplumsal devinimlerle farklı işlevsel faktörlere sahip olacağı su götürmez bir gerçektir. Aynı zamanda bir toplumu anlama yolundaki en açık, bir o kadar da tanımlaması zor bir olgu olarak da karşımıza çıkacaktır. Uygarlığın, ilerlemenin ve çok boyutlu sanatın mihenk taşı olarak var olmaya devam edecektir.

Gün gelecektir topraktan filizlenip çıkan kültür, meyvelerini verecektir. Bu meyveler atadan toruna kalacak ve kültür kalıntılarını oluşturacaktır. Nurullah Ataç’ın da dediği gibi “Şair yeni bir dil yaratabilir ama bunun için gereken gücü gelenekten alır.” İnsan önce ruhunu doyurmalı, hamurunu bilgiyle yoğurmalı, kibarlık elbisesini üzerine almalıdır. Günün sonunda insanı doyuran yine bu ekin yine bu meyveler yine bu toprak olacaktır. Ve işte insan o gün gerçekten zenginliği tadacaktır…