İstihza
İstihzalar insanlık suçunu işlerken, görme organının göz olmadığı, kalp olduğunu göstermektedir. İhanetin bekçisi yine insanın gönlünde saklıdır. Öyle bir penceredir ki buraya ne yalan girebilir ne de vefasızlık. Gönül penceresinden bakan gözler, her anlamda durumu ve şahsı tanımaya, nedenini görmeye tanıklık eder. Bu tanıklıklar çoğu zaman halden anlama şeklinde yorumlansa da bakış açısının bir tane değil birden fazla olduğunu öğretir. Bir bakış açısıyla bakmak ben kavramını öne çıkarır. Oysa iki taraflı bakmak, neden kavramını bir köşeye atıp ben ve senin sonucunu gün yüzüne döker. Halden anlama ve halini anlatma, yalnızca istihzaları bir kenara bırakıp empatinin doruklarında yüzebilme becerisi kazanıldığında kişiyi rahatlatır. İnsan olabilmenin sefasını sürdürürken, vicdani rahatlığı yanında getirirken bu durum, ihtimalleri ve düşünce sorunsallığına bir çırpıda son verir. Eğer bu sorunsallara son verilmez ise holigan karekterler etkisini yeryüzünde hissettirmeye başlıyor. Sebep ve sonuçların bir öneminin kalmadığı sadece istihzaların ve holigan karekterlerin fanatik dünyasında empati yeteneği yüksek kişilerin tanıklıkları, yaşamdan dakikalar eksiltirken cümlelerin tesiratının yokluğunu izletiyor. Acınası ve dokunaklı olan her durumun sır perdesi, her geçen gün aydınlatılmaya muhtaçlaşırken, sadece ben penceresinden bakmanın, bir ihtimalinden kararan ve biten hayatların eşiğinden elleri tutulmaya muhtaç insanların sayısı her geçen gün artıyor. O vakit dünya düzeni mi değişiyor yoksa insanlık düzeyi mi düşüyor? Cevabı olmayan ama soruları da bitmeyen problemlere bedel ödeyen insanları bırakırken, uçurum kenarındaki insanların kurtarılma hikâyeleri dinlemenin vicdani azaplığı hafifletmeye çalışılıyorken sorulara bir takım unsurlar eklemeden geçilmiyor. Oysa suç holiganda mı, istihzalarda mı yoksa defalarca aynı hikâyeyi dinlemeye mecbur kalan bizler de mi? Empatinin hâkim olduğu dünyada fanatikleri başrol yapmanın, altyazısını geçmeye doyamayan düzeylerin zirvesinde oturmanın istihzasını yapmak daha cazip duruyor şimdilerde.
İlahiyatçı
Benim için, haksız davaların haklı tarafıdır yazmak. Yazılarımda insanların mesken edineceği duyguları dile getirmeyi başarmışsam, o yazılan satırlar veya dizeler benim için olmuş demektir.
Maddiyatın maneviyata yolculuğunun geçişini tecrübelerle sabitleyen, susmak ve izlemek yerine konuşmayı tercih eden genç bir ilahiyatçıyım.
İstihza etkileyici bir yazı…
Ne kadar da başarılı bir yazı Kübra hanım tebrik ediyorum ve başarılılarınızın katlanarak artmasını canı gönülden diliyorum kaleminize ve yüreğinize sağlık yolunuz açık olsun…
Her okuduğum yazı beni biraz daha etkiliyor. Başarılarının devamını dilerim kübracim